A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Only variable references should be returned by reference

Filename: core/Common.php

Line Number: 257

 Şeker Hastalığı Tedavisi
Şeker Hastalığı Tedavisi
ŞEKER HASTALIĞI
TEDAVİSİ
Şeker Hastalığı Tedavisi
ŞEKER HASTALIĞI
TEDAVİSİ
Anasayfa Şeker Hastalığı Şeker Hastalığı Tedavisi

Şeker Hastalığı Tedavisi

Şeker Hastalığı ciddi bir hastalıktır. Diyabetin sıkı bir şekilde kontrol altında tutulması ile hayati tehlike yaratabilecek sorunlar önlenebilir. Hastanın diyabeti olduğunu belirten bir künye ya da bilezik takması acil durumlar için faydalı olacaktır.

Öncelikle diyabetin kontrolü için hastanın da sorumluluk alması gereklidir. Diyabet ile ilişkili bilgi edinilmelidir. Bu konuda uzmanlaşmış kişilere (doktor, hemşire, diyetisyen, psikolog vb.) danışılmalıdır. Diyabet tedavi planına gündüz ve gece birlikte düşünülerek, tüm gün boyunca uyulmalıdır.

Şeker Hastalığı Tedavisi

DİYABET NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Diyabet tedavisinin esas amacı, kan şekerini güvenli sınıra çekmek ve komplikasyon riskini azaltarak diyabet hastası kişinin günlük görevlerini yerine getirmesine yardımcı olmaktır. Çoğu insanda ise ilaç kullanma, yaşam tarzını düzenleme ve diyabetin çeşitli komplikasyonlarını yönetme gibi tedaviler uygulanır.  Bazı Tip 2 diyabet vakaları, yaşam tarzı değiştirilerek düzeltilebilmektedir.

Diyabet başlangıcı olan bir kişi düzenli ölçülü – yoğun egzersiz, kilo kaybı ve dengeli düşük şekerli diyetle kandaki yüksek glikoz miktarını tersine çevirebilir. Tam bir diyabet hastalığı genellikle iyileştirilemez fakat etkilerini yönetmek için geniş bir yelpazede seçenekler bulunmaktadır.

Prof. Dr. Alper Çelik, Tip 1 ve Tip 2 diyabet tedavisi hakkında şu bilgileri verdi:

Kandaki glikoz seviyesini kontrol etmek için ağızdan bazı ilaçlar almanız gerekebilir. Tip 1 diyabeti olan kişiler için (ve bazı Tip 2 diyabet hastaları için) bu insülin kullanmak demektir. Tip 1 diyabet hastaları diyabeti kontrol altında tutmak için insülin almalıdır.

Tip 1 diyabet durumunda kullanılacak esas ilaç insülindir. Tip 1 diyabet hastası olan bir kişinin pankreası insülin hormonu üretmediği için, kişinin insülin alması gereklidir. Günün doğru saatlerinde insülin almak, diyabet hastası bir kişinin yaşam kalitesini artırabilir. Tip 2 diyabet hastalarında insülin her zaman gerekli değildir.

Şeker Hastalığı Tedavisi

TİP 2 DİYABET İÇİN İLAÇLAR

Tip 2 diyabetiniz varsa arada bir sağlıklı yemek ve fiziksel aktivitelere katılmak yeterli olmaz. Bununla birlikte yaşam tarzını düzenleyerek, düşük şekerli bir beslenme ve düzenli egzersizle Tip 2 diyabet hastası olan bir kişi kan şekerini başka yöntemlerle de dengeleyebilmelidir.

Metformin, Tip 2 diyabet hastası bir kişinin hap ya da sıvı formda alabileceği anahtar bir ilaçtır. Kan şekerini düşürmeye yardım eder ve insülinin daha etkili kullanılmasını sağlar, kilo kaybına yardım eder dolayısıyla diyabet etkilerini de azaltabilir.

Diğer ağızdan alınan ilaçlar da Tip 2 diyabeti olan kişilerin kandaki glikoz seviyelerini düşürmeye yardımcı olabilir.  

Bazı ilaçlar, hasta öğün dışında aldığı zaman kan şekerini çok fazla düşürür ve hipoglisemi ya da kan şekerinde düşmeye neden olur. Doktorunuz reçete yazdığında bu konuyu sorun ve olası yan etkiler hakkında bilgi alın.

Bir tek ilaç almak kandaki glikoz oranında istenen etkiyi yapmayacaksa, doktorunuz bu ilaçların bir bileşimini yazabilir. Bu ilaçlar vücuttaki farklı işlevlere etki eder ve birbirleri ile etkileşime girmezler.

FİZİKSEL AKTİVİTE

Fiziksel aktivite diyabet kontrolü ve kalp rahatsızlıkları ve yüksek kan basıncı gibi komplikasyonları önlemenin önemli bir parçasıdır. Tip 2 diyabet hastalarında kan şekeri seviyesini kontrol altına almaya yardım edecek son derece etkili bir yoldur. Haftada birkaç günden fazla 30 dakikalık hafif yürüyüş gibi egzersizleri deneyin.

Doktora danışarak uygun bir egzersiz programı oluşturulmalıdır. Sağlık durumuna uygun olarak yürüyüş, yüzme ya da bisiklete binme önerilebilir. Egzersiz, kandaki glukozun hücreler içerisine girmesini sağlar; ayrıca hücrelerin insüline karşı duyarlılığını artırır. Uzunca bir süre egzersiz yapmamış kişilerin, fiziksel aktivitelere yavaş başlaması ve egzersiz yoğunluğunu yavaşça artırması gereklidir. Egzersiz yapmak günlük ya da haftalık rutinlerin bir parçası haline getirilmelidir.

Fiziksel aktivite vücuttaki glikoz kullanmak ve kasları insüline daha duyarlı hale getirmek için hayati öneme sahiptir. The American Diabetes Association (ADA), haftada en az beş gün 30 dakika orta – ağır egzersiz yapmayı tavsiye etmektedir.  

Egzersiz, erken dönemdeki diyabeti geri çekmeye yardımcı olabilmektedir.

Aerobik egzersizleri kilo yönetimini, kandaki glikozu azaltmayı ve vücuttaki insülin kullanımını desteklemektedir.

Örneğin
  • Tempolu ya da uzun yürüyüşler

  • Pedal çevirme, açık havada ya da bir makine ile

  • Dans

  • Su aerobiği ya da düşük etkili aerobi sınıfları

  • Yüzme

  • Raket sporları

  • Merdiven çıkmak

  • Kürek çekmek

  • Bahçe işleri

Kas geliştirme, vücudun dinlenme halindeyken yaktığı glikoz miktarını artırdığından kas geliştirme de önemlidir.

Eğer doktor, idrarda keton bulursa, bu vücudun glikoz yerine yağ yaktığı anlamına gelir. Aşırı keton son derece tehlikeli olabilir, vücut bu atığın yüksek seviyelerde üretimini kaldıramayabilir. İdrarda keton bulunduğu takdirde egzersiz yapmayın.

Şeker Hastalığı Tedavisi

BESLENME

Beslenme biçiminin bireysel ihtiyaçlara uygun olarak düzenlenmesi, hastanın kan glukoz düzeyindeki dalgalanmaların kontrol edilmesine ve tip 2 diyabet hastalarında kilo verilmesine yardımcı olur.

Genel olarak tüm diyabet hastaları beslenme konusunda bilgilendirilmelidir. Hasta bu konuda, doktoruna ve diyetisyenine danışmalıdır. Danışmanlık verilirken hem hasta hem de hastanın yemeklerini hazırlayan kişi bir arada olmalıdır.

Diyabet hastaları doymuş yağ ve kolesterol içeriği düşük besinler ve yüksek lif içeriğine sahip tam tahıllı gıdalarla beslenmelidir. Protein ve yağ içerdikleri kalori nedeniyle, kilo alma ya da verme üzerinde etkilidir. Ancak kan glukozunu doğrudan etkileyen besin grubu, karbonhidratlardır.

Tip 1 diyabeti olan hastalar yemek öncesi insülin dozunu hesaplarken karbonhidrat “sayma” ve buna göre insülin dozunu ayarlama yöntemini kullanırlar. Bu yaklaşımın başarılı olması için, uygulamanın doktor ve diyetisyenin rehberliğinde olması ve hastanın ayrıntılı bir şekilde eğitim alması gereklidir.

Tip 2 diyabeti olan hastalar da; kalori kısıtlamasına uymalı, düzenli yemek yemeli, lif alımını artırmalı, işlenmiş karbonhidrat ve doymuş yağ tüketimlerini sınırlamalıdır. Bazı uzmanlar erken evrede böbrek hasarı olan hastalarda, ilerlemeyi önlemek için protein kısıtlaması da önermektedir.

DİYET

Diyabet hastası olan bir kişi hoşuna giden besinleri tüketmeye devam edebilir, fakat daha seyrek ve daha az porsiyonlar tüketmelidir.

Bir doktor ya da diyetisyenin tavsiyesine göre hareket edin, her gruptan besinleri içeren bir beslenme planı uygulayın ve önerilen miktarlara bağlı kalın.

Porsiyonların boyutu diyabetli hastalar için çok önemlidir. Bu konu hakkında bir diyetisyenle görüşün.

Diyabeti kişiler için en uygun besin grupları:

Sebzeler:
  • brokoli

  • havuç

  • domates

  • biber

  • lifli yapraklar, lahana vb.

  • patates

  • mısır

  • yeşil fasulye

Meyveler

Karpuz gibi yüksek şeker içeren meyveler konusunda dikkatli olmak gerekir, ancak aşağıdaki belirtilen meyvelerin ölçülü tüketilmesi diyabet hastaları için büyük besinsel fayda sağlayacaktır:  

  • Portakal

  • böğürtlen gibi etli ve zarlı kabuksuz meyveler

  • kavun

  • elma

  • üzüm

  • muz

Tahıllar

Tam tahıllar, aşağıdakiler dahil, diyabetli bir kişinin diyetindeki tüm tahılların en az yarısını oluşturmalıdır:

  • yulaf

  • arpa

  • kinoa

  • iri taneli mısır unu

  • pirinç

  • buğday

Ekmek, makarna ve tahıl gevreği gibi belli besinler tam tahıllı ürünlerden yapılabilir..

Proteinler

Düşük yağlı ve yağsız proteinler, yağ ve glikoz seviyelerini zorlamadan kas kütlesini oluşturmaya yardımcı olabilir:

Yağsız et ve yeşil sebzeler şeker hastalığı olan insanlar için lezzetli ve güvenli yiyeceklerdir.

  • yumurta

  • yağsız sığır eti

  • balık

  • derisiz tavuk ya da hindi

  • yer fıstığı ve diğer kuruyemişler

  • kuru fasulye

  • bezelye, nohut

  • tofu gibi ete alternatif yiyecekler

Süt ürünleri

Sadece az yağlı ya da yağsız süt ürünleri tüketin, peynir, süt, yoğurt vs.

Tüm yağlar diyabet için kötü değildir ve baz tür yağlar kalbi diyabet etkilerinden korumak için iyidir:

  • tohum ve taneler

  • somon, ton ve uskumru

  • avokado

  • zeytinyağı gibi yağlar

Kaçınılması gereken yiyecekler

Bir diyabetlinin diyetinde şunlar olmamalıdır:

  • kızartılmış yiyecekler

  • patates cipsi gibi tuzlu yiyecekler

  • şeker, dondurma, kek gibi şekerli yiyecekler

  • enerji içecekleri gibi ilave şeker içeren yiyecekler

Tatlandırılmış içeceklerin yerine su içilmelidir. Kahve ya da çay için şeker yerine yapay tatlandırıcıları tercih edin. Kadınlar günde birden fazla alkollü içecek tüketmemeli ve erkekler de alkol alımını en fazla iki içki ile sınırlamalıdır.

Şeker Hastalığı Tedavisi

AŞILARA DİKKAT

Diyabet hastalarının aşılamalarına dikkat edilmelidir. Doktor tarafından uygun görüldüğünde; grip, zatürre ve daha önce yapılmadıysa Hepatit B aşıları önerilebilir.

AYAK SAĞLIĞI

Diyabet hastaları ayaklarına dikkat etmelidir. Ayaklar günlük olarak ılık suda yıkanmalı, özellikle parmak araları nazikçe kurulanmalıdır. Parmak araları dışında kalan ayak derisi nemlendirilmelidir. Ayaklar her gün kabarcık, kesik, yara, kızarıklık ve şişme yönünden incelenmelidir. Ayakta bir sorun mevcut ise ve hızlıca kendiliğinden iyileşmiyorsa mutlaka doktora danışılmalıdır.

GÖZ MUAYENESİ

Yıllık olarak genel kontroller ve göz muayeneleri yapılmalıdır. Düzenli diyabet kontrolleri dışında vücut; genel olarak hem diyabetin yaratabileceği ek sorunlar hem de başka hastalıklar açısından tarama yapmak amacıyla değerlendirilmelidir. Gözde ağ tabaka (retina) hasarı, katarakt ya da göz tansiyonuna (glokom) ait bulguların varlığı araştırılmalıdır.

DİŞ SAĞLIĞI

Diş sağlığına dikkat edilmelidir. Diyabet hastalarında daha ciddi diş eti enfeksiyonları görülebilir. Dişlerin, günde en az iki kez fırçalanması ve diş ipi kullanılması gereklidir. Düzenli olarak diş kontrolleri yaptırılmalıdır. Diş etinde kanama, kızarıklık ya da şişme fark edilirse, diş hekimine başvurulmalıdır.

SİGARA

Sigara içme ve diğer tütün kullanma alışkanlıkları bırakılmalıdır. Sigara kullanımı diyabete bağlı ağır sorunlarla karşılaşma riskini artırır. Diyabeti olan ve sigara içen kişilerin kalp-damar hastalıklarına bağlı ölüm oranı, diyabeti olan; ancak sigara içmeyen kişilerden daha fazladır. Hastalar, doktorlarından sigarayı ve tütün kullanma alışkanlığını bırakma yöntemleri hakkında danışmanlık almalıdır.

ALKOL

Alkol, insülin alan kişilerde kan glikoz değerini çok fazla düşürerek hipoglisemiye yol açabilir. Alkol alırken yemek yemek bu riski azaltacaktır. Alkol kullanımı var ise doktora danışılmalıdır. Hasta, alkol kullanma tercihine devam ediyor ise miktarı sınırlandırılmalı ve her zaman yemeklerle birlikte alınmalıdır. Karbonhidrat sayımı içerisine alkolden gelecek olan karbonhidrat da dahil edilmelidir. Uyku öncesinde kan şeker düzeyi ölçülmelidir.

STRESS

Stres yönetimi ciddiye alınmalıdır. Uzun süren streste vücutta üretilen hormonlar insülinin etki göstermesine engel olabilir. Bu da, kandaki glikozun yükselmesine neden olur. Hasta kendi sınırlarını iyi belirlemeli ve önceliklerini dikkate almalıdır. Ayrıca rahatlama teknikleri öğrenilmeli ve yeterli süre uyunmalıdır.

Sağlıklı beslenme, sağlıklı bir vücut ağırlığına sahip olma ve sürdürme, düzenli olarak fiziksel aktivite yapma; diyabet tedavisinde önemli başlıklardır. Kan glikozunun takip edilmesi, insülin kullanımı ve diğer diyabet ilaçları da tedavinin diğer parçalarıdır. Diyabet tipine ve hastanın bireysel ihtiyacına göre belirlenir.

KAN GLİKOZUNUN TAKİBİ

Kan glikozu dikkatli bir şekilde takip edilmelidir. Takipler, kan glikozunun hedeflenen değerler arasında kaldığından emin olmak için yapılır. Tedavi planına uygun olarak, kanda glikozun ölçülmesi ve kayıt altına alınması gereklidir. Bireysel ihtiyaca göre ölçümler, günde 4-8 kez ile haftada birkaç kez arasında değişen sıklıklarla yapılabilir. Sürekli glikoz izleme sistemleri de mevcuttur.

Dikkatli bir şekilde takip edilse bile kan glikoz düzeyleri bazen öngörülemeyen şekilde değişebilir. Gıdalar, fiziksel aktivite, ilaçlar, hastalıklar, alkol, stres ve kadınlardaki hormonal dalgalanmalar kan glikozu düzeylerini değiştirebilir.

Bazen diyabet hastalarında kan glikozu düşüklüğü görülebilir. Bu durum, genellikle, diyabet ilaçlarının etkisi ile ortaya çıkar. Hafif durumlar vücuda karbonhidrat alımı ile düzelir. Şiddetli durumlarda hayati tehlike görülebilir. Sık tekrarlanan kan glikozu düşüklükleri, ilaç tedavisi planında değişiklik yapılmasını gerektirebilir.

HbA1C TESTİ

Günlük kan glikozu ölçümlerine ek olarak, düzenli HbA1C testi de önerilmektedir. HbA1c’ye hemoglobin A1c ya da kısaca A1c testi de denilmektedir. Hemoglobin, alyuvarların içerisinde bulunan ve vücuda oksijen taşıyan bir proteindir. Hemoglobin A1c, glikoz eklenmiş hemoglobindir. Kanda glikoz konsantrasyonu arttığında HbA1c düzeyi de yükselir.

Günlük kan glikozu ölçümlerinin aksine, HbA1c kanda son iki – üç ay içerisindeki ortalama glikoz düzeyi ile ilgili bilgi vermektedir. Günlük dalgalanmalardan etkilenmez. HbA1c ne kadar yüksek ise, hastanın diyabet ile ilgili ciddi sorunlar yaşama riski de o kadar yüksek olur. HbA1c testi diyabete yönelik tedavi planının ne ölçüde başarıya ulaştığını göstermektedir. Yüksek değerler; ilaçlar ya da beslenme düzeninde değişiklikler yapılması gerektiği ile ilgili sinyaller olarak değerlendirilir. Tedavi için hedeflenen HbA1c düzeyi, yaş ve diğer bireysel farklılıklara göre doktor tarafından değiştirilebilir.

İNSÜLİN TEDAVİSİ

İnsülin bir şırınga ve iğne ya da bir tür kalem ile uygulanır. İnsülin pompaları da mevcuttur. Tip 1 diyabeti olan hastalar yaşamlarını sürdürebilmek için insüline ihtiyaç duyarlar. Tip 2 diyabet hastalarının birçoğu da insülin kullanmaktadır.

İnsülinin birçok tipi bulunmaktadır. İnsülin tipleri arasında kısa, orta ve uzun etkili seçenekler mevcuttur. Doktor, en uygun olan şekilde, kişiye özel bir tedavi planı oluşturacaktır.

Ağızdan alınan ilaçlar ve glikoz düşürücü tedavi: Ağızdan alınan ilaçlar, tip 2 diyabette kan glukozunun yeterli şekilde düşürülmesini sağlayabilir; ancak tip 1 diyabette etkili değildir. Etki mekanizmalarına göre farklı tipleri mevcuttur:

Sülfonilüreler ve meglitinidler:

Pankreası uyararak daha fazla insülin salgılamasını sağlarlar.

Biguanidler ve tiyazolidindionlar:

İnsülin salgılanmasını etkilemezler; ancak vücudun yanıtını artırarak insüline karşı daha duyarlı hale getirirler.

Glukozidaz inhibitörleri:

Bağırsakta glikozun emilimini bozarlar.

Tip 2 diyabeti olan hastalarda, eğer beslenme ve egzersiz ile kan glikozunda yeterli düşme sağlanamadıysa, öncelikle bu üç mekanizma ile glikoz düşüren ilaçlar kullanılır. Doktor, gerekli görürse, birden fazla tipin birlikte kullanılmasına karar verebilir. Kan glukozu kontrolü bu şekilde de sağlanamıyor ise, insülin sentezini artıran inkretin bazlı ilaçlar ya da insülin kullanılabilir.

DİĞER TEDAVİLER

Bazı daha yeni ve deneysel tedaviler de kan glikoz seviyesi ve diyabet üzerinde olumlu etkiler göstermiştir.

Bariatrik (obezite) cerrahisi:

 Kilo verme cerrahisi olarak da bilinir ve obezite ve Tip 2 diyabet hastalarının normal kan glikoz seviyesine dönmelerine yardımcı olabilmektedir. Araştırmalar bu tür cerrahinin Tip 1 diyabetlilerde de kan glikoz seviyesinin kontrolüne yardımcı olabileceğini ileri sürmektedir.

Yapay pankreas:

Yapay bir pankreas, hibrid kapalı döngü sistemi olarak da bilinir ve her beş dakikada bir kan şekeri seviyesini ölçüp otomatik olarak gerekli miktarlarda insülin ve sistemin çalışmasını temin etmek için tıbbi çalışanlar, ebeveynler ya da bakım sağlayıcılar tarafından uzaktan izleme yapılması da mümkündür.

Yemek zamanları hala insülin miktarının manuel olarak ayarlanmasını gerektirir, ancak diyabetli kişilerin kan şekerini ölçmek veya ilaç kullanarak glikozu azaltmak için uyanmadan gece boyunca uyumalarına izin verebilir.

Pankreatik adacık nakli:

Adacıklar, insülin üreten hücre kümeleridir. Tip 1 diyabetli bir kişinin bağışıklık sistemi bunlara saldırır.

Transplantasyon, bağışlanmış, işlevsel bir pankreastan adacıklar alır ve tahrip olmuş adacıkları, Tip 1 diyabetli bir insanda değiştirir. Bu sadece kayıtlı araştırma çalışmaları ile uygulanan deneysel bir tedavidir.

Sonuçlar, çoğunluklar diyabetli kişinin ne kadar süredir diyabet hastası olduğuna, insülin alıp almadığına ve kilo kaybı miktarına göre değişmektedir.

Pankreas Nakli:

Tip 1 diyabet hastalarında bir seçenek olabilir; ancak ciddi riskleri vardır. Bu nedenle, tüm ilaç tedavilerine rağmen, kan glukozu yüksekliğinin devam etmesi ve böbrek yetmezliği nedeniyle; böbrek nakline aday olan hastalarda, büyük çoğunlukla böbrek nakli ile birlikte yapılır.